Bir Salkım Üzüm!

  1965 yılında akşam mesai bitimine doğru Osman Çavuş’un beklediği misafir telefon etti: “Nevşehir’e geldim. Bu gece burada kalacağım. Yarın Uçhisar’a geleceğim”. Reis’in beklediği misafir İller Bankası’ndan bir daire başkanıydı. Reis Bey, hemen Odacı Ali’ye seslendi: “Ali, hemen Gülüşan’ın Mehmed’i tembih et, yarın sabah arabasını temizleyip belediyenin önünde beklesin!” Belediyenin aracı olmadığından, böyle durumlarda dışarıdan araç temin edilmekteydi. Beklenen misafir sabah belediyeye geldi. Çay ve kahve ikramından sonra çevreyi gezmek üzere arabaya bindiler. Misafir, Kapadokya bölgesine ilk defa geldiğinden etrafı şaşkınlıkla izliyordu. Misafirin, Vasıl Deresi’ndeki güvercinlikleri sorması üzerine Reis Bey, güvercin gübresinin; üzüm bağları, domates ve fasulye-nohut gibi baklagillerde kullanıldığını, çok etkili ve doğal bir gübre olduğunu anlattı. Sonra, 3 km mesafede olan eski adı Avcılar, şimdiki adı Göreme olan kasabaya gittiler. Köyün girişindeki türbenin yanından geçerken baktılar ki, bir köylü eşeğe iki heybe atmış içinde üzüm dolu sepetlerle bağdan geliyor. Osman Çavuş, köylünün yanına vararak misafirine ikram etmek için iki salkım üzüm istedi. Köylünün verdiği salkımları alan Reis Bey, üzümleri yıkamak için sağa sola bakınınca Şoför Mehmet, arabada su var deyip üzümü güzelce yıkadı ve misafire ikram etti. Reis Bey, hemen o esnada, “su gibi nimet var mı” diyerek Uçhisar’ın su sıkıntısı çektiğini misafirine etraflıca anlattı. Suyun, mazotla çalışan su pompaları vasıtasıyla kuyulardan temin edildiğini, bu pompaların sık sık arızalandığını izah etti ve temiz su için elektrik getirilmesi konusunda kendisinden yardım talebinde bulundu. Misafir, Reis’in bu ikramı ve ısrarından çok etkilendi. Ankara’ya döndükten 15 gün sonra kamyonlarla Uçhisar’a elektrik direkleri ve telleri geldi. Böylelikle Uçhisar, Osman Çavuş sayesinde su sıkıntısından kurtulmuş oldu.

Değerli Reis’imize bir defa daha teşekkür ediyoruz. Allah rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun!

Yorum bırakın