Geçin şu tarafa!

Hâfız Ahmet Amca, kasabamızın sevilen, sayılan büyüklerinden, emekli bir âlimdi. Emekli olmasına rağmen, Aşağı Mahalle (Emine Hâtun) Câmii’nde Ramazan boyunca cemaate vâz u nasîhat eder ve  terâvih namazını kıldırırdı. Bayram sabâhı da sohbetini yapar, o senenin son vazîfesi olarak bayram namazını kıldırıp, gelecek seneye kadar istirahate çekilirdi.
Kasabamızda, evlerde bayramlaşma yapıldıktan sonra, akrabâ ve komşu ziyâretlerinden önce Hâfız Ahmet Amca’yı ziyâret etmek, elini öpüp hayır duâsını almak, neredeyse bir gelenek hâline gelmişti. Kasaba halkı, gruplar halinde Hoca Baba’yı ziyâret eder, uzun su bardaklarında sunulan gül şerbeti ve iki adet Bifa bisküvisinden ibâret ikrâmını alır, bu arada Hoca Baba’nın kısa sohbetini dinlerlerdi. Yeni bir grup gelince, eskiler müsâde isteyip ayrılırlardı.
Kasabanın bıçkın delikanlıları da, bir ekip halinde Hoca Baba’yı ziyârete gelirler, gül şerbeti ve bisküvilerini alıp minderlerine oturduktan sonra, içlerinden biri Hoca Efendi’yi konuşturmak amacıyla bir soru sorar:
– Hoca Baba! Yârın âhirette bizim hâlimiz n’olacak?
– Ne varımış hâlinizde?
– Abdes yok! Namaz yok! Akşamdan akşama da olsa, ufak tefek bişeyler oluyor! Ne olacak bu hâlimiz?
Hoca Baba, bu ısmarlama ve biraz da kışkırtıcı soruya cevap vermeden önce biraz düşünür, başını hafifçe sallayıp sakalını sıvazladıktan sonra:
– Yârın, ind-i İlâhiye vardığınız zaman, Cenâb-ı Allah sizi tesbih gibi karşısına düzecek! Kaşlarını çatıp sert bir edâ ile hepinize teker teker soracak!
– Adın ne lan senin?
– Ahmet!
– Seninki?
– Mehmet!
– Seninki?
– Ali, Veli, Hasan, Hüseyin…
– Lan namıssızlar! Dünyâdayken az bekmez yememiş*, az halt karıştırmamışsınız! Lâkin ben şu isimlere kıyıp ta sizi nasıl ateşe atayım lan! Geçin şu tarafa! diyecek.
Bu güzel cevâbı alıp muratlarına eren delikanlılar, yeni bir grubun gelmesi ile müsâde isteyip memnun bir şekilde huzurdan ayrılırlar. Tabîi ki, bir zaman sonra bu gençlerin de istikâmetlerini bulup, abdestli namazlı insanlar haline geleceğini söylemek gereksizdir!
Dînimizin sevdirici ve kolaylaştırıcı yüzünü temsîl eden sevgili Hoca Baba’mızın ruhu şâd, makâmı yüce olsun! (02.01.2014)

* Pekmezi yemek, pekmezi karıştırmak: İç Anadolu’da, kötü ve hoşa gitmeyen işler yapmak anlamında kullanılan bir deyim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s