Bizim Nesil*

(Corona virüs ile kırımın ilk hedefi olacağı söylenen 60-80 yaşında olan nesil…)

Kimdir Bunlar?

1940 ile 1960 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş, en genci 60, en delikanlısı 80 yaşında,

Hâlâ 18’lik İdeallerinin Peşinden Koşan Hesapsız Bir Nesil..

Okulda ABD ürünü süt tozu içirilerek, sandeviç yedirilerek beslenmiş bir garip nesil…

Hiç birinin renkli çocukluk resmi olmamış…

Bazılarının ise hiç bebeklik, çocukluk resmi olmamış…

Hiç biri kreş, dershane, özel okul görmemiş…

Ama hepsi, profesörlere ders verecek kadar bilgi sahibi olan bir tuhaf nesil…

Harp görmüş, darp görmüş…

Baskı, çatışma görmüş…

En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış…

En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış…

Tecrübe abidesi, yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil…

Bu nesil özel bir nesil, birbirini vatan için katletmiş…

Vurmuş, vurulmuş…

Dövmüş, dövülmüş…

68’liler de 78’liler de bu neslin deli tayları, bu nesil üretim harikası mı yoksa üretim hatası mı tartışılır ama, bu neslin istisnasız tamamı, karşılıksız, hesapsız bu vatanı sevmiş…

1940 ve 1960 yılları arasında doğanlar gerçekten özel üretim, kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış…

Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş…

Bir çoğu, okurken çalışarak okul harçlığını çıkarmış…

Ne ailesine, ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuş, ezilmiş ama ezik kalmamış…

Eğilmemiş, el etek öpmemiş, aç yatmış, kuyruğu dik tutmuş…

Kan kusmuş, kızılcık şerbeti içiyorum demiş, şahsına münhasır özel bir nesildir…

Görevini, sorumluluğunu bilen…

Onuru için bir pireye bir yorganı yakan, öfkeli, hırçın, bir acayip nesil bu 1940 ile 1960 arasında doğan dinozorlar…

İyi bakın; son kalan, yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bu neslin öfkesinden sakının…

Bunlar kimi sokakta oyun arkadaşım, kimi ilkokul arkadaşım…

Kimisi de, ömrümüzü adadığımız bir ideal uğruna mücadele vermiş yol arkadaşım…

Sizin çevrenizde de bunlardan kalan varsa bunları korumaya alın…

Çünkü bunların nesilleri tükendi, üretimi sonlandı…

Bu nesil neden özel biliyor musunuz..?

Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet, dozer gibi dünya milletleri geçti…

Hayat bu nesli sınadı, öğüttü ama tüketemedi…

Bu çarktan kurtulabilen şükretmeyi, tevekkülü, sabırlı davranmayı, yaşamayı, hayatta kalmayı bildi…

Bu nesil; ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını tattı, yoldaşlığı, arkadaşlığı, son lokmayı paylaşmayı, sadakati ve vefayı unutmadı…

Bu nesil; katıdır, aksidir, delidir, serttir…

Bir o kadar da merttir, hoşgörülü ve merhametlidir…

Yaşarken öğrendikleri bilgi ve kaybederken edindikleri tecrübe, bu neslin en büyük servetidir…

Yani 1940 ve 1960 yılları arasında doğan bu dinozorlar, tam müzelik ve antika bir nesildir…

Onun için, 1940 ile 1960 arasında doğmuş, hâlâ inadına yaşayan; ana, baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge, dede, anneanne, babaanne, her neyiniz varsa değerini bilin..!

Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…

Oturun onlarla konuşun, dinleyin, onlardan geçmişi öğrenin…

Sonra arar da bulamazsınız…

Çünkü onlar, yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, iki ayaklı sözlü yakın tarih kitaplarıdır…

Benden söylemesi!

Vesselam!

* Değerli Kardeşim Prof. Dr. Davut Aktaş’tan alıntıdır.

Bizim Nesil*” için 2 yorum

  1. Esselamüaleyküm..Mubarek hocam.1940-1960 arası dinazorlar,yakın tarihin canlı örnekleri olanlardan biride benim..Rabbimize hamdüsenalar olsunki ömür verdi bu günlere ulaştırdı..Yukardaki bizi anlattığınız yazınızda sanki beni anlatmışsınız gibi geldi. 🙂 Hemen hemen ne ilaveye nede çıkartmaya ihtiyaç bırakmamışsınız..Bende bizim nesil için her nedense ara nesil diyordum.Ben kayserili ve Tüm Nevşehir-Avanos-ALTIPINAR Köyünün eniştesiyim haberiniz olsun. 🙂 Sizin hatıratınızı hem okuyor hem bir köşede topluyorum ki;Şuanda son numara,kazan dibi olan biri İnşaat sonsınıf mühendislik okuyan erkek ,ikincisi Diş hekimliği ikinci sınıf okuyan kız evlatlar var sizin ve diğer tanıdığım Prof.Dr.Kariyerine ulaşmış ilim adamı kardeşlerimi onlara örnek gösteriyor ve mutlaka yüksek lisans-doktora yapmaları hususunda önerilerde bulunuyorum.Devamına karışmıyorum çünkü;İnanıyorum ki;İlmin tadını alan bir talebe bulunduğu kariyere kadar henüz bişey öğrenmediği bilincine ulaşarak kendi hür iradesiye ilme devam edecektir.-Benim görüşüm bu belki yanılıyor olabilirim.-Prof.Dr.olduktan sonra esas talebeliğin yeni başladığına da inanmaktayım..Çünkü:Ülke için yeni yeni kazanımlar üreterek refah seviyesini yükseltmek memleket kalkınmasına katkı yapılacağı inancındayım..Önce imanlı sonra ilimde derinleşenler”Ulülelbab-olanlar ve benzeri bir çok ayette ilim ve ilim insanları övülmekte..Çünkü:Alimi mutlak olan Allah ilmi yaratmıştır..Dua eder,Duanızı beklerim.Hayırlı ömür niyaz ediyorum..İsmail Çıklaatlı..MUHABBETLE.

    Beğen

    1. Güzel değerlendirmeleriniz ve görüşleriniz için çok teşekkürler İsmail Bey! İnşallah evletlarınız güzel noktalara ulaşırlar, Ramazan-ı Şerif’niz mübarek olsun, selamlar!

      Windows Posta cihazından gönderildi

      Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s