Oflu Hoca’nın ezberi ve kıraati biraz zayıfmış. Bundan dolayı, kıraatin cehri (açıktan) olduğu sabah, akşam ve yatsı vakitlerinde bir mazeret uydurur ve cemaatten ehil birini mihraba geçirirmiş. Kıraatin hafi (gizli) olduğu öğlen ve ikindin vakitlerinde ise kendisi mihraba geçer ve namazı kıldırırmış. Cemaat, Hoca’nın niye böyle davrandığını az buçuk kestirmekle beraber, sebebini bir türlü de itiraf ettirememişler.
Bir Kadir Gecesi cemaat, allem etmiş kallem etmiş Hoca’yı mihraba sürmüşler. Mecburen imamete geçen Hoca, istifini hiç bozmadan yatsı namazını gene hafiden kıldırmış. Namazdan sonra cemaat, “Hocafendi, n’aptın?” demişler. “N’aptık?” demiş Hoca. “Yatsı namazı cehri okunması gereken bir namazdır, sen ise hafiden kıldırdın Hocafendi!”. “Haa, onu mu merak ettiniz? Bu yatsı namazı var ya, 40 yılda bir gece hafiden kıldırılması gereken bir namazdır, o da tam bu geceye denk geldi ey muhterem cemaat!” deyip işin içinden sıyrılmış Of’lu Hocamız!