Değerli üç numaralı bacanağım Osman Şahin’in babası rahmetli Emir Amca, Malatya ili Hekimhan azası, Kurşunlu nahiyesinin Zahmedin (Güçlü) köyündendi. Zahmedin, kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ köyü! Emir Amca Anadolu irfanına sahip, çarıklı erkan-ı harp özelliklerine sahip, güngörmüş bir insandı. Babasından gerek eğitim, gerekse hayat tecrübesi açısından çok şeyler öğrenmiş, özellikle halk hekimliği konusunda tecrübeli bir kişiydi.
O mahrumiyet ve fakirlik ortamında, 7’si oğlan 2’si kız, tam 9 çocuğu olmuş. Son çocuğun doğumunda anne de rahmete kavuşunca 9 çocuğa hem annelik hem de babalık yapmak durumunda kalmış. Erkek çocukların tamamı, önce İmam-Hatip Lisesini bitirmiş, sonra da her biri değişik branşlarda yüksek öğretim görmüş. Kızları da yeteri kadar okuttuktan sonra ev-bark sahibi yapmış.
Akraba olduktan sonra, bir sohbet sırasında kendisine; “Emir Amca, sen fakir bir köylüyken, o kadar çocuğa nasıl baktın, nasıl büyüttün, hepsini okuttun ve üniversite mezunu yaptın?” diye sordum. Emir Amca; “Doktorum! Bende babamdan miras bir ilim var! Bir insanın kulak memelerinden zeka derecesini anlarım. Çocuklar doğdukça kulak memelerine baktım! Gördüm ki, hepsi birbirinden zekiler! Kendi kendime söz verdim: ‘Madem Cenab-ı Hak bana bu akıllı çocukları bahşetmiş, ben de ne yapıp edip bunları telef etmeyeceğim. Satacağım, savacağım, varımı yoğumu harcayacağım, ama bu çocukları okutacağım!’ Allah yardım etti, çocuklar da beni mahcup etmediler. Çok şükür hepsi bir kesere sap oldular!” diye cevapladı sorumu.
O sırada bizim tıfıllar da ortalıkta koşuşturuyorlar! “Emir Amca, madem sende böyle bir ilim var! Bir de bizim çocukları muayene etsen de ona göre hareket etsek!” diye yarı şaka, yarı ciddi bir ricada bulundum. Emir Amca sırayla; Mehmed’in, Mücahid’in, Bilal’in ve Ahmet Kerim’in kulak memelerini hafifçe ovalayıp yoklayarak muyene etti ve raporu verdi: “Doktorum! Seninkiler de maşallah bizim çocuklar gibi! Hepsi de zehir gibi, birbirinden zeki! Aman bunları zayi etmeyesin!” Emir Amca’dan aldığımız bu direktif üzerine, varımızı yoğumuzu harcadık, icabında şapkamızı, ceketimizi sattık ama çocukları okutmaya da muvaffak olduk! Sağolsun çocuklarımız da emeklerimizi zayi etmediler, her biri kendi alanlarında bir yerlere geldiler, ülkemizin ve dünyamızın değişik noktalarında insanlara hizmet ediyorlar!
Allah, Emir Amca’ya rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun!