Samsa Çavuş 

1999 senesi Ağustos ayı. Kuzuluk Kaplıca Evleri’ndeki devre mülkümüzde âilelerimizle birlikte tâtildeyiz. Üniversiteden Atilla Özcan, Ömer Soysal, Orhan Öztûran gibi arkadaşlarla berâberiz. Akşamları kaplıca suyunda dinlenirken gündüzleri de etrâfa kısa mesâfeli geziler yapıyoruz. Adapazarı, Karasu, Akçakoca, Karapürçek gibi yerlere günübirlik ziyâretler yaptık. Ertesi gün de Göynüğe gitmek üzere sözleştik. O akşam Ankara’dan Dr. Adnan Hasanoğlu aradı ve üçüncü defâ gireceğim doçentlik sınavımda yer alacak jüri üyelerini YÖK’ten öğrendiğini söyledi. Sıraladığı liste, özellikle de jüri başkanı, oldukça zorlu isimlerden oluşuyordu. Etrâfa belli etmedim ama canım iyice sıkıldı.
Ertesi gün Göynüğe gitmek üzere yola çıktık. Önde ben, arkada diğer arkadaşlar 5-6 araba ile gidiyoruz. Göynüğe 25 kilometre kala tanıtım tabelasında “Samsaçavuş” yazan bir köye rastladık. Samsa Çavuş hakkında biraz bilgim  vardı. Bu köye adı verildiğine göre mezarı da buralarda bir yerde olabilir düşüncesi ile biraz yavaşladım. Köyün ortalarında bir yerde aradığım şeyi gördüm: Bir telefon direğine asılı paslı bir tabelada “Samsa Çavuş Türbesi” yazıyordu. Yavaşlayıp durdum. Arkadaşlar da indiler. Samsa Çavuş hakkında bildiğim kadarıyla onlara da bilgi verdim. Tabelanın gösterdiği yere doğru yürüdük. İyice paslanmış bir demir kapının üzerinde, yazısı zorla okunabilen tabelasında “Samsa Çavuş Türbesi” yazan harap bir kulübeden içeri girdik. İçerisi, affedersiniz, bir koyun ağılından farksızdı. Tozağan toprak bir zeminde, 8-10 adet küçük taşla çevrilmiş alan mezar olmalıydı. Üç İhlas, bir Fatiha, bir Ayet-el Kürsi okuduk, duâ ettik.
Türbenin durumuna çok üzülmüştüm. Kimseye bir şey söylemedim ama, “eğer doçent olursam bu türbeyi bir güzel tâmir edeyim inşallah” diye kendi kendime söz verdim, yani bir nevi adakta bulundum. Aramızda; devletin, toplumun, özellikle de adını aldıkları bu büyük kahramanın kıymetini takdir edemeyen köyün vefâsızlığına dâir konuşmalar geçti. Daha sonra Göynüğe doğru yola devâm ettik.
Kasım ayında, Ankara Üniversitesinde doçentlik sınavına girdim. Jüri üyeleri oldukça mâkul davranıyorlardı. Ama jüri başkanı moral bozucu bir tutum içinde idi. Ben gâyet sâkin bir şekilde bildiklerime cevap veriyor, bilmediklerime de “bilmiyorum efendim” diyordum. Sınav bitti, dışarı çıktım. Sınav sırasında birkaç defâ odaya girip çıkan bölüm sekreteri; “hocam şimdiye kadar birçok sınav gördüm, ama hiç sizin kadar sâkin bir aday görmedim” dedi. Ben önceki sınavlardan tecrübeli olduğum için; “beni hemen çağırırlarsa geçtim demektir, içerde tartışma uzarsa durum vahim anlamına gelir” dedim gülerek.
Beş dakika sonra içeri çağırıldım. Jüri üyeleri ayakta idi. Jüri başkanı, “Mustafa Bey, hocaların, senin doçent olmanı uygun gördüler” diye söze başladı. Bu, “ben uygun bulmadım” demekti. Teşekkür ettim. “Bulmasına buldular da, sana bazı sözlerim var” dedi makam koltuğunun arkasında asılı resme bakarak. “Bu ülkeyi kimlerin bize emânet bıraktığını unutmamamız lâzım. Onların gösterdiği istikâmette hareket etmemiz gerekir. Onlara saygı göstermek herkesin vefâ borcudur” meâlinde bir konuşma yaptı. Baktım söz uzuyor, sözünü kestim: “Hocam, sözlerinizle neyi kastettiğinizi gâyet iyi anlıyorum. Şuna emin olun ki, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da bizden, bu ülkeye, bu insanlara hizmet etmekten, yardımcı olmaya çalışmaktan başka bir tavır görmeyeceksiniz. İçinizi ferah tutun” dedim. Dışarı çıkarken jüri başkanı seslendi: “Mustafa Bey! Lafa daldık, cübbeni giydirmeyi de unuttuk” Cübbemizi de giydik, hayırlısı ile doçent olduk.
Dışarı çıkıp hanımı aradım, “Bir Allah dostuna, bir târihî büyüğümüze gösterdiğimiz saygı, bize sekînet olarak yansıdı, onun yüzü suyu hürmetine zorluğumuz kolaylığa döndü” diyerek müjdeyi verdim.
Ben hemen târihî kaynaklardan Samsa Çavuş hakkında bilgi aramaya koyuldum. Üzülerek gördüm ki, sağlıklı bilgi yok denecek kadar az. Vakıflar genel müdürlüğünden araştırdım, türbe hakkında herhangi bir bilgi ve kayıt yok.
Aradan bir kaç ay geçince, Ankara’da müteahhitlik yapan bacanağım ve eski bir inşaatçı olan babasıyla birlikte Samsaçavuş köyüne gittik. Köy muhtarını bulduk, türbeyi tâmir etmek istediğimizi söyledik. Çok sıcak bir mukâbele gördüğümüzü söyleyemeyeceğim. Köyün bağlı olduğu Mudurnu Kaymakamlığı’na gittik. Genç bir kaymakam, bizi çok iyi karşıladı. Bir kayıt olmadığı için, resmî bir işleme gerek olmadığını, tâmiratı sessizce yapmamızın iyi olacağını söyledi.
Yapacaklarımızı planladık. Ankara’dan bir inşaat ekibi oluşturduk. Köyde yaklaşık 10 gün kadar kaldılar. Gerekli tâmiratı ve çevre düzenlemesini yaptılar. Alanın etrafını tel örgü ile çevirdik, sınıra mazı fidanları diktik. Bahçeye su getirdik. Samsa Çavuş’un kardeşi Sülemiş Bey’in hâtırasına bir de çeşme yaptık. Allah hayrımızı kabûl etsin!
Daha sonra birkaç defâ daha türbeyi ziyâret ettik, etraftaki evlerde oturanlara, türbeye bakmaları şartıyla maddî yardımlar yaptık. Amma, “vermeyince Mâbud, neylesin Sultan Mahmud” fehvâsınca, köy ve köylü hiç oralı olmadı. Son gördüğümüzde, türbe iyice yıpranmış, köy de ana yolun dışarı alınması sebebi ile biraz kenarda kalmıştı.
Samsa Çavuş, daha yakınlarından bir vefâ, yeni bir adak bekliyor!

 

Samsa Çavuş:
Ertuğrul Gâzî ve Osman Gâzî’nin silah arkadaşı. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda hizmeti geçmiş önemli kişilerdendir. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. Ertuğrul Gâzî öncülüğünde; Akçakoca, Konur Alp, Aykut Alp, Hasan Alp, Abdurrahman Alp, Akbaş, Karamürsel ve Sülemiş Bey’le birlikte Söğüt’e gelmiş, Osman Gâzî zamânında pek çok savaşa katılmıştır. Mudurnu, Göynük ve Taraklı’nın fâtihi olarak bilinmektedir. Ömrünü, kardeşi Sülemiş Bey’le birlikte Sakarya boyunu tutmakla geçiren Samsa Çavuş, 1330 târihinden sonra vefât etmiştir.  Kabri, Mudurnu yakınlarında Samsa Çavuş (Hacı Mûsâlar) köyündedir. Makâmı Cennet olsun. Âmin!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s