- Günaydın arkadaşlar, hayırlı sabahlar! Nasıl gidiyor işler?
- Teşekkürler Hocam! İyi gitmesini temennî ediyoruz!
- Aferin! Niyet hayır, âkıbet hayır denmiştir!
- Kim demiş Hocam?
- Kars’lı var mıydı aramızda?
- Yok Hocam!
- Öyleyse ben söyleyeyim! Ebu’l Hasan Harakânî Hazretleri demiş! Evet Mikâilciğim, bugün ziyârete kimden başlayalım?
- Hüseyin Bey’den başlayabiliriz Hocam!
- Günaydın Hüseyin Bey, hayırlı sabahlar! Nasılsınız bakalım?
- Teşekkürler Hocam, gâyet iyiyim!
- Akıntılar nasıl?
- Tamâmen kesildi Hocam, ellerinize sağlık!
- Arkadaşlarımızın ellerine sağlık! Mikâil Bey, kısa özet ricâ ediyoruz!
- Hemen Hocam! Hüseyin Bey, 47 yaşında çiftçi, skrofuloderma tanısı ile dörtlü antitüberkülo tedâvi alıyor. Çok iyi cevap verdi Hocam!
- Teşekkürler Mikâil Bey! Ayşe Hanım, skrofuloderma nedir?
- Tüberküloz basilinin yol açtığı kronik seyirli bir lenfadenittir Hocam!
- Âferin! Peki hastalığın adını oluşturan “tüberkül” nedir acabâ?
- Anatomiden “çıkıntı” olarak hatırlıyorum Hocam!
- Doğru! Fakat biz onu kastetmiyoruz! Başka yorumu olan?
- Yok! Öyleyse ben açıklayayım. Merkezi nekrotik olan papüle “tüberkül” diyoruz arkadaşlar. Hastalık, gerek akciğerde gerek diğer organlarda, nekrotik küçük kabarcıklara sebep olduğu için “tüberküloz” adını almıştır.
- Evet arkadaşlar, içinizde köstebeği bilen var mı?
- Olmaz mı Hocam, köylü çocuğuyuz!
- Peki Mehmet Bey, Hüseyin Bey’in hastalığına halk arasında ne dendiğini söyleyebilir misin?
- “Kössü” dendiğini duymuştum Hocam!
- Âferin! Başka bir isimle daha bilinir, kim söyleyecek?
- “Sıraca” da denir Hocam!
- Âferin Şemsettin Bey! Niye kössü veya sıraca dendiğine dâir bir fikrin var mı?
- Hastalık bir lenfadenit olup, bir zincirdeki lenf bezleri sırayla şiştiği ve direne oldukları için, köstebeğin taze toprakta oluşturduğu tepeciklere benzetilmesi sebebiyle olsa gerek Hocam!
- Âferin, doğru düşünüyorsun! Ayrıca bizim oralarda pek sevilmeyen kişiler için, hakâret kâbilinden “sıracalı” sıfatı kullanılır!
- Dursun Bey, Mikâil Âbiniz “dörtlü antitüberkülo” tedâvi dedi, ne kastetti acabâ?
- İNH, rifampisin, etambutol ve adını hatırlayamadığım dördüncü bir ilaç Hocam!
- Âferin! Arkadaşınızın eksiğini tamamlayalım arkadaşlar!
- Pirazinamid Hocam!
- Âferin Zeynep Hanım! Deri tüberkülozunun başka tiplerini sayalım!
- Lupus vulgâris, verrüköz tüberküloz, tüberküloz apsesi, miliyer tüberküloz, orifisyal tüberküloz…
- Âferin arkadaşlar! En sık görülen tip hangisidir Nâdire Hanım?
- Lupus vulgâris Hocam!
- Let’s see your English! What does “lupus” mean?
- We don’t know Dear Sir!
- Lupus means “wolf” dear friends!
- Kurt mu Hocam?
- Evet bildiğimiz kurt, bâzı yerlerde canavar da denir!
- Bu durumda lupus vulgâris, “âdî kurt” mu oluyor Hocam?
- “Kurt tarafından parçalanmış yüz görüntüsü” anlamına geliyor arkadaşlar! Tedâvisiz dönemlerde insanların yüzünde ciddî deformasyonlar yaptığı için bu benzetme yapılmış. Ne demişler?
- Ne demişler Hocam?
- “Sifiliz kemiği, tüberküloz kıkırdağı kemirir” demişler!
- Kimler demiş Hocam!
- Bu işin ustaları! Evet Ayşe Hanım, içinde lupus geçen başka hastalıklarımızı sayalım!
- Sistemik lupus, diskoid lupus, lupus panniküliti, lupoid layşmanyâzis…
- Âferin Doktor Hanım! Bu hastalıklarda da, vakt i zamânında benzer şekilde deformasyonlar oluyormuş ki bu isimlendirmeler yapılmış arkadaşlar! Aşılar ve antibiyotikler sâyesinde artık tüberküloza bağlı bu defektleri pek görmüyoruz.
- Biraz da tüberküloz aşısından bahsederek bugünkü vizitimizi bitirelim arkadaşlar! Bu aşı nereye yapılır Mücâhit Bey?
- Sol deltoid bölgeye?
- Niye oraya yapılır?
- Bu kişi aşılı mı aşısız mı diye merâk edenler, nerede arayacaklarını bilsinler diye Hocam!
- Âferin! WHO da böyle düşünmüş zâten!
- WHO da kim Hocam?
- DSÖ evladım DSÖ! BCG’nin açılımını yapar mısın Bülent Bey?
- Basillus! Evet?
- Gerisini getiremedim Hocam!
- Nâlan Hanım getirsin!
- Calmette Guerin Hocam!
- Âferin! BCG tam olarak nedir Dursun Bey?
- Basillus Calmette Guerin olduğu zâten söylendi Hocam! Herhalde farklı bir şey kastettiniz!
- Evet! Bildiğiniz gibi aşılar çeşit çeşittir: Toksoid, atenue, canlı… BCG bunlardan hangisidir diye sormuştum!
- Bilemedik Hocam!
- “Atenue mikobakteriyum bovis”tir arkadaşlar!
- Buyur Hocam!!
- Buyurayım! Of’lu Hoca’yı duydunuz mu?
- İlk defâ duyuyoruz Hocam!
- İsmâil Türüt de mi dinlemezsiniz?
- Dinleriz Hocam!
- İyi dinlemiyorsunuz demek ki! Şimdi iyi dinleyin! Of’lu Hoca, acemiliğinde bir köye imam durmuş. Abdesti, namazı, orucu az buçuk biliyormuş ama cenâze yıkamayı bilmiyormuş! Habire duâ ediyor, “Yarabbim, ne olur cenâze zuhûr etmeye” diye yalvarıyormuş! Ama, olmayacak duâ! Dede Korkut ne demiş?
- Ne demiş Hocam?
- Gidimli gelimli dünyâ, ölümlü kalımlı dünyâ! Gün olmuş bir cenâze zuhûr etmiş! Yıkanmak üzere câmiye getirmişler. Hocafendi, “Alın gasilhâneye” demiş, almışlar! “Koyun teneşire” demiş, koymuşlar! “Çıkın dışarıya” demiş, “Hocam, eski hocalar cenâze yıkarken biz yardım ederdik” demişler! “Olmaz! Cenâzenin yanında hocadan başkasının bulunması mekruhtur” deyip cemaati dışarı çıkarmış. Cenâzeyi alel usul yıkayıp kefenlemiş, götürüp gömmüşler! Bir böyle, iki böyle, üç böyle! Milleti almış bir merak! Acabâ bu hoca içeride cenâzelerimize ne yapıyor? Bunu öğrenmek için, köyün gençlerinden biri mahsustan ölmüş! “Hocafendi cenâzemiz var”! “Alın içeriye, koyun teneşire, çıkın dışarıya”!
- Of’lu Hoca, almış eline suyu, lifi, sabunu, başlamış yavaş yavaş cenâzeyi yıkamaya! Cenâze de biraz sonra başlamış yavaş yavaş canlanmaya! Hoca bakmış cenâze diriliyor, basmış boğazına! Bildiğince yıkamış, kefenlemiş, dışarıya seslenmiş:
- Bana bakın! Bir daha cenâzeyi iyice ölmeden, böyle “ala canlı” getirmeyin! İçeride öldürünceye kadar ne çektim!
- Ala canlı ne demek Hocam?
- Atenue evlâdım atenue!
- Yârın görüşmek üzere iyi günler arkadaşlar!
- Size de Hocam!